ZÜMRÜDÜ ANKA / SİMURG
Simurg veya
bir diğer ismi ile bilinen ‘zümrüdü anka’. Pers mitolojisinde ki efsane olarak
bilinir. Hikâyeye göre simrug gözle görülmeyecek yükseklikten uçarmış. Kaf
dağında yaşadığı bilinir. En çok bilinen özelliği onun yeniden doğmasıdır. Efsanelere göre Zümrüdüanka Kuşu kendi
ölümünün yaklaştığını hissedince kendine dallardan bir yuva inşa eder ve
sonrasında bilinmeyen bir sıvıyla bu yuvayı sıvarmış. Ardından güneş ışınları
kuru dalları yakar ve bu sayede yanar ölürmüş. Sonrasında küllerinin arasından
yeniden bir Anka Kuşu olarak doğarmış.
Rivayete göre bilgi
ağacının dallarının arasında yaşarmış ve her şeyi bilirmiş. Kuşlar ona o kadar
güvenirmiş ki, ne sorun olursa onun hemen sorunu çözeceğine inanırlarmış. Bir
gün gelmiş ve Zümrüdüanka Kuşu ortadan kaybolmuş. Bunun üzerine diğer kuşlar onu
bulabilmek için yola çıkmışlar. Kaf Dağı'nın tepesinde olduğu için ona ulaşmak
çok zorluymuş, yedi dipsiz vadiyi aşmaları gerekliymiş. Zümrüdüanka’ ya ulaşmak için tüm kuşlar bir arada
gökyüzüne doğru uçmaya başlamışlar. Ama yolculuk sırasında aralarından bazıları
yorulmuş ve düşmüş.
Kuşları
arasından önce bülbül, güle olan aşkını hatırlamış ve dönmüş… Sonra papağan
tüylerini düşünmüş ve dönmüş… Ardından Kartal tepedeki krallığını hatırlayıp
bırakamamış… Onun ardından baykuş yıkıntılarını, balıkçıl kuşu da bataklığını
özlemiş… Böylece kuşların sayısı gittikçe azalmış.
Yedi
dipsiz vadinin hepsi birbirinden zorluymuş bu vadiler şöyleymiş
"Nefs"
vadisi
Kuşlar bu vadiye girdiklerinde burada her şeyi bulunca, burayı cennet
sanmışlar. Zevk, sefa, zenginlik her şey varmış. Burası çalışmadan her şeyin
elde edilebileceği bir vadiymiş. Birçok kuş buraya kendini öylesine kaptırmış
ki, birçok kayıp vermişler…
"Aşk" vadisi
Bu vadi ise sislerle kaplıymış. Buraya girdiklerinde her gördükleri taş,
ağaç ve benzer nesneleri bir başka kuş sanmışlar. Birçoğunun gözü kör olmuş ve
devam edememiş…
"Cehalet"
vadisi
Burada ise birçok ilginç nesne görmüşler… Fakat çevrelerini önemsemeyi o
kadar unutmuşlar ki, ardından düşünmemeye başlamışlar, sonrasında unutmuşlar.
Hatta Anka'yı bile unutmuşlar. Sonra akıllarındakiler hafifleyince, gülümsemeye
başlamışlar…
"İnançsızlık"
vadisi
Bu vadi ise her şeyin anlamını yitirdiği bir vadi imiş. Yaralanan ve düşen
bir kuşu görüp her birinin başına aynı şeyin geleceğini söylemişler. Anka'ya
ulaşsalar da kendilerine yardım edemeyeceğini düşünenler olmuş. İnancını
kaybedip geri dönen birçok kuş olmuş.
"Yanlızlık"
vadisi
Bu vadiye giren kuşlarda bir korku olmuş. Çevrelerindeki diğer kuşları
göremez olmuşlar. Sadece kendilerinin kaldığını düşünmüşler. Bazıları tek
başına avlanmaya çalışmış, bazıları büyük hayvanlara yem olmuş. Bir arada
uçtuklarını unutur olmuşlar…
"Dedikodu"
vadisi
Bu vadinin her yerinde fısıltılar varmış. En arkada olan bir kuş Anka'nın
doğarken tüylerinin yandığını söylemiş, onun önündeki bunu duyup tüylerinin
çıkmadığını söylemiş. Bir öndeki kuş tüyleri olmadığı için Anka'nın
gizlendiğini söylemiş. Onların önündeki bir başka kuş ise Anka'nın gizlenirken
onu görenlere zarar verdiğini söylemiş. En öndeki kuş bunları duyunca, Anka'nın
bunlara dayanamayıp kendini öldürdüğünü söylemiş. Bunun üzerine birçok kuş geri
dönmüş.
"Benlik" vadisi
Kuşlar vadiye girince, her birinin
içinde değişik bir his uyanmış. Kiminin kendini beğenmemeye başlamış, kimi her
şeyi bildiğini iddia etmiş. Bazıları "yanlış yoldayız" demiş ve
kargaşa çıkarmış. Her kafadan bir ses çıkmış. Her biri en öne geçip liderlik yapmak
istemiş.
Kaf Dağı'na ulaştıklarında sadece otuz kuş
kalmış. Tepeye doğru çıkıp Anka'nın yuvasını bulmuşlar ve öğrenmişler ki, her
biri esasında bir Anka'ymış. Kuşların hepsi anlamışlar ki esasında aradıkları
kendileriymiş ve bu yapılan yolculuk aslında kendilerine yaptıkları bir
yolculukmuş. Yani bilgeliğe ulaşan mükemmel kuş, bu yedi vadiyi geçebilen ve
egolarından kurtulabilen kuşmuş. Kısacası yeniden küllerinden doğabilenler…
Yorumlar
Yorum Gönder